Posts tagged sosyal medya kitap tagi

Sosyal Medya Kitap Tagi

Sosyal Medya Kitap Tagi

Sosyal medya kitap tagi son zamanlarda kitap, yazar önerisi, eleştirisi adına yapılan etkinliklerden bir tanesi. Sosyal medya platformlarının özelliklerine göre 7 soru oluşturuluyor ve bunların her birisi için platformun temel özelliklerine göre cevaplar veriliyor. Mesela Youtube bir video platformu olduğu için film içerikli bir soru sorulurken Twitter duygu ve düşünceleri sınırlı karakterle ifade etmeye imkân verdiği için daha kısa bir kitaba dair soru soruluyor. Ben de sizler için önerilerimi içeren bir sosyal medya kitap tagi hazırlamayı uygun gördüm. Keyifli okumalar…

Nedir Sosyal Medyada Kitap Tagi?

Sosyal Medya Kitap Tagi
Sosyal Medya Kitap Tagi
  • Facebook: Sana herkesin okuman için baskı yaptığı bir kitap?

Şeker Portakalı -JoseMauro De Vasconcelos

Bu kitap aslında bir kişinin baskısı ile değil, çevrenin baskısıyla okuduğum bir kitap. Çoğu zaman herkesin elinde gördüğüm, sürekli vitrinlerde yer alan kitapları okumak için bir süre beklerim. O furya geçtikten sonra hala içimde bir merak varsa okumayı tercih ederim. Fakat Şeker Portakalı için aynı durum geçerli değil.

Şeker Portakalı kitabını sürekli gittiğim kitapçılarda, alışveriş yaptığım internet sitelerinde çok satanlar arasında görüyordum. Bir süre görmezden geldim! Fakat bir noktada ya ne var bu kitapta bu kadar? dedim ve satın aldım. İyi ki de almışım. Hemen okumaya başladım ve gerçekten birkaç sayfa sonra Zeze’nin yanında, hatta yanı başında olduğumu hayal ettim. 5-6 yaşlarındaki Zeze aslında yoksul bir aile çocuğu. Hayatları ailecek çok parlak değil. Fakat Zeze çocuk kalbiyle içinde bulunduğu ortama hapsolmuyor. Hayaller kuruyor. Yeri gelince büyümüş küçülmüş oluyor, yeri gelince muziplikleri yapmaktan geri kalmıyor. Siz de sayfalar boyunca Zezeilebirlikte hem seviniyor hem üzülüyorsunuz. Fakat sonunda göz yaşlarınızın kendiliğinden yanaklarınızdan süzüleceği bir sahne ile karşılaşıyorsunuz.

Eğer Şeker Portakalı okumadı iseniz ilk sayfalar karmaşık, durağan gelebilir. Sakın sıkılıp pes etmeyin. Bitirdiğinizde serinin iki kitabı daha var. Güneşi Uyandıralım ve Delifişek. Bunlarda da Zeze’nin ilerleyen yıllarına şahit oluyorsunuz.

  • Tumblr: Sen okuduktan daha sonra popüler olan bir kitap?

Değirmen- Sabahattin Ali

Sabahattin Ali’nin Değirmen adlı hikâye kitabını ben lise döneminde okumuştum. Nasıl elime geçmişti, kim önermiş ya da nerden görmüştüm hatırlamıyorum. Fakat içindeki hikayeler çok hoşuma gitmişti. Akıcı bir dil, içten bir anlatım ve kısa kısa hikayeler olduğu için okuması kolay gelmişti. Ancak her hikâyeyi bitirdiğimde durup düşünüyor, hikâyenin benim hayal dünyamda devam ettiğini sezinliyordum. Ardından Sabahattin Ali’yi merak edip araştırdım. Hayatı, özellikle trajik biçimde öldürülmüş olmasına çok üzüldüm. Hala aynı hislerim devam ediyor…

Değirmen’den sonra da Sabahattin Ali’nin hemen bütün kitaplarını okudum ben. Hatta mahkemelerdeki savunmaları, şiirleri çok ilgimi çekmişti. Bestelenen şiirlerini özellikle internetten arayıp dinlerdim. Aradan yıllar geçti.Acayip bir Sabahattin Ali popülaritesi ortaya çıktı. Kürk Mantolu Madonna ve diğer eserleri hep en çok satanlar arasında yer alıyor. Bunu hak eden nadir kalemlerden birisi olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Sabahattin Ali, çok genç yaşta hayata gözlerini yummuş. Bir fail-i meçhul kurbanı. Fikirleri, düşünceleri, doğru kabul ettiğini söylemekten vazgeçmemesi nedeniyle hapislere atılıyor. İşkence görüyor ve hapishanedeyken sır biçimde ortadan kaybediliyor. Kim bilir daha uzun yaşasa ne eserler kaleme alacak, Türk Edebiyatına nasıl bir ivme kazandıracaktı? Ölümü kabul edilen zamanın üzerinden 70 yıl geçince kitaplarının telif hakları kalktı. Bu yüzden de çok sayıda yayınevi Ali’nin kitaplarını bastı. Marketlerdeki indirim reyonlarında dahi bulunabiliyor. Fakat keyif alacağınız ve kitaplığınızın en özel köşesine koyacağınız kitaplar olacağını düşündüğüm için biraz bilindik bir yayın evinden, daha kaliteli baskılar almanızı öneriyorum.

  • MySpace: Önceden okuyup beğendiğin ama şimdi okusan muhtemelen beğenmeyeceğin bir kitap?

Yavuz Bahadıroğlu

Burada bahsedeceğim tek bir kitaptan ziyade bir yazar. Yavuz Bahadıroğlu’nun kitaplarıyla daha ortaokul yıllarında tanışmış, lise, hatta üniversite yıllarımda büyük bir ilgiyle okumuştum. Özellikle ilk tanıştığım yıllardaki kitaplarında anlattığı tarih sahnelerinde coşuyor, okudukça göğsüm kabarıyordu. İslamiyet ve Türklük vurgusu yapıyor, atalarımız neler yapmış, neler başarmış, tarihimizde ne cengâverler varmış diye hayret ediyordum. Çocukluğun heyecanı ile yıllarca benzer hisler devam etti.

Bahadıroğlu Osmanlı padişahlarını anlatıyor, o dönemlerdeki Mimar Sinan gibi önemli kişilerin hayatlarına kitaplarında yer veriyordu. Akıcı dili ve hikâye edişi ile okumayı sevmemde, tarihi sevmemde payı olmuştur diye düşünüyorum. Fakat son yıllarda kendisini tanıdıkça, konuşmalarını, beyanlarını gördükçe benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Sonradan fark ettim ki kitaplarında da sağlam bir kurgu yok. Bir iki kitabında çeşitli tekrarlar fark ettim. Bunlar bende yazdığını dönüp okumadan, kurgusunu, zaman, olay kronolojisi oluşturmadan kitaplarını bastırdığı algısı uyandırdı. Yine akademik tarih kitapları ile bazı kitaplarını karşılaştırdığımda olayları, durumları taban tabana zıt işlediğini fark ettim.

Yavuz Bahadıroğluolayları kendi penceresinden görüyor ve nasıl sunmak istiyorsa öyle sunuyor, yeri gelince kitaplarındaki anlattığı değerlerden çok uzak söylemleri ağzına alabiliyordu. İlk başta buna şaşırsam da bir süre sonra bunun daha ileri geçtiğini fark ettim. Sonuç olarak benim için bir hüsran oldu diyebilirim.

  • Instagram: Çok güzel olduğu için Instagram’a koymak istediğin bir kitap?

Uzun Hikaye- Mustafa Kutlu

Mustafa Kutlu ile ilk tanışmam üniversiteyi bitirdiğim yıl olmuştu. Dört yıl boyunca edebiyat dersleri almış, fakat hiçbir hocamızdan Mustafa Kutlu adını duymamıştık. Varsa yoksa hayatını kaybetmiş yazarların, şairlerin kitapları okutuluyor, anlatılıyordu. Gençten bir hocamız Kutlu’nun o ara yeni çıkan bir kitabından bahsediyordu ve mutlaka tanışmamız gerektiğini söylemişti. Ben de Uzun Hikaye’yi internetten buldum ve sipariş verdim. Daha geldiği gün bitirmiştim. Dili, anlatılan konu, o kadar hoşuma gitmişti ki ondan sonra neredeyse bütün kitaplarını satın alıp okumaya başladım.

Uzun Hikaye, 2000 yılında ilk baskısını yapmış. Fakat asıl ününü 12 Ekim 2012 tarihinde vizyona giren filmiyle kazandı. Tabi ben de o ilk gün gidip filmini izlemiştim. Film, yönetmeni ve kadrosuyla büyük yankı uyandırdı ve herkes Kimmiş bu Mustafa Kutlu? diye araştırmaya, kitapları bir anda her yerde satılmaya başladı. Bu kitap birkaç kez okuduğum, her seferinde de farklı duygular hissettiğim nadir kitaplardan birisi olmuştur. Daha sonra da pek çok kişiyi Mustafa Kutlu ile tanıştırırken ilk önerdiğim kitabı olmuştur. Roman tadında bir hikâye okumak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim. Elinize alıp başladığınızda zaten ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bu arada filmi de çok başarılı. İnternetten bulup izlemenizi öneririm.

  • Youtube: Filme çevrilmesini istediğin bir kitap?

Hayvan Çiftliği- George Orwell

Hayvan Çiftliği’nin artık bilmeyenimiz yok. Son yıllarda ülkemizde en çok satan ve en çok okunan kitaplarından birisi. Mesela 1000K kitap sosyal paylaşım sitesinde 95,9 bin kişi kitabı Okudum olarak işaretlemiş. 2,5 milyon kez görüntülenmiş.

Hayvan Çiftliği’nin bu başarıyı elde etmesinin pek çok nedeni var. Öncelikle kitap, 1945 yılında Birleşik Krallıktayayınlanmış. Mecazi bir dille yazılmış, fabl tarzında, siyasi bir hiciv romanıdır. Romanda aslında eleştirilen Stalinizmdir; fakat sadece Stalin dönemi anlatılmıyor. Bütün totaliter rejimleri anlatıyor. Her zaman benzer rejimler var olmaya devam ettiği için de kitap, güncel kalmayı daima sürdürüyor.Rejimlerin neler vaat ederek başa geldiklerini, nasıl bir yaşam ve söylem geliştirdiklerini, gücü, makamı elde edinceye kadar nasıl şirin gözüktüklerini anlatıyor. Fakat güce, makama eriştikten sonra eleştirerek yerine geldikleri düzenden çok daha ötesine geçiyorlar.

Bir Peri Masalı altbaşlığı ile yayınlanan Hayvan Çiftliği Türkçeye ilk kez 1954 yılında Halide Edip Adıvar’ın tercümesiyle çevrilmiş. Yıllar içinde çeşitli baskılar yapmış. Yakın zamanda ise Can Yayınları özel baskılarla da kitabı piyasada bulunduruyor. Etkili anlatımı ve eşsiz kurgusu eşliğinde Hayvan Çiftliği herkesin okuyabileceği, hatta tekrar tekrar okunabilecek bir kitap. Burma Günleri, Papazın Kızı, Boğulmamak İçin, Paris ve Londra’da Beş Parasız, Wigan İskelesi Yolu, Aspidistra gibi dilimize çevrilmiş başka kitapları da olsa ülkemizde George Orwell’in1984 ile birlikte en tanınan kitabı.

Şahsen başarılı kitapların filme çevrilmesine çok sıcak bakmıyorum. Bu da kitaplardan filme çevrilen eserlerin pek çoğunu başarısız bulmamdan kaynaklanıyor. Nedense birçok kitaptan uyarlanma film, aynı tadı vermiyor. Başarılı olanlarsa izlenmeye doyulmuyor. Bu açıdan Hayvan Çiftliği’nin iyi bir yönetmen ve güçlü bir kadro tarafından filme çekilmiş olmasını isterdim. Çünkü bu kitap, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken, siyaset bilimi açısından birçok detay barındırıyor. İnsanların, partilerin totaliterleşmesinin, otoriterleşmesinin önlenmesi adına bazı önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Dünya tarihinde pek çok canlı örneğinin de olması hasebiyle insanlara fark ettirmek için film, kitaptan daha etkili olabiliyor.

Bu arada Hayvan Çiftliği için daha önce iki uyarlama yapılmış. İlk 1954 yılına ait Birleşik Krallıkta yayınlanan bir animasyon, ikincisi de 1999 yılına ait ABD’de yayınlanmış bir animasyon filmi. Ancak günümüz görselliğinde ve profesyonelliğinde bir filme uyarlanırsa çok güzel olacağını düşünüyorum.

sosyal medya kitap tagi
sosyal medya kitap tagi
  • Goodreads: Herkese önerdiğin bir kitap?

Sarı Traktör – Talip apaydın

Herkese önereceğim kitap, Talip Apaydın’ın Sarı Traktör romanı. 200 sayfaya yakın, son derece eğlenceli, etkili ve ele aldığı dönemi yansıtması bakımından çok değerli görüyorum. Kitapta Özeler köyü, köylüler ve köylünün maruz kaldığı değişim anlatılıyor. Köylüler tarımla geçinmekte ve yıl boyu çalışmaya devam etmektedir. Hepsi çalışmayı çok sever. Atları, öküzleri ve Düvenleri ile geçimlerinin peşinde çalışmaktadırlar. Fakat köye ilk traktör geldiğinde tarım işlerinin daha hızlı ve daha az çaba ile yapabileceklerini görürler. Fakat traktör almak hiç de kolay değildir.

Köyün varlıklı ailelerinden İzzet Ağa’nın oğlu Arif de çalışıp çabalamayı çok sever. Fakat traktörü gördükten sonra sevgilisine duyduğu aşka bir de traktör aşkı eklenir. Babasını bir türlü ikna edemez ama pes de etmez… roman, tarımda makinalaşmanın yeni yeni başladığı yıllarda Anadolu insanımızın çektiği sıkıntıları, traktörün o dönem halka sunulma biçimini, insanların gayretlerini, umutlarını ve sarı traktörle (teknoloji aslında) buluşma heyecanlarını estetik biçimde anlatıyor. Aile bağları, arkadaşlıklar, sevgi, aşk gibi kavramlar farklı bir tatla anlatılıyor.

  • Twitter: 200 sayfanın altında olan, okuduğun ve çok sevdiğin bir kitap?

Kırmızı Çizgi -SamarMahfouzBarraj

Kırımızı Çizgi sizlere tavsiye edeceğim bir çocuk kitabı. Eğer çocuğunuz ya da küçük çocuğu alan yakınlarınız varsa kesinlikle almanızı, hediye etmenizi öneriyorum. 24 sayfalık bir kitap. Kısa metni ve onu destekleyen son derece güzel çizimleri bulunuyor. Adından da anlaşılacağı üzere kitapta Emir annesine kırımızı renk ve kırmızı çizgi üzerinden sorular soruyor. Annesi de ona ülkemizin, evimizin birer kırmızı çizgimiz olduğunu; fakat başka kırmızı çizgilerimiz olduğunu anlatıyor. Çocuklara mahremiyet eğitimi vermek için son derece başarılı, etkili ve eğlenceli bir kitap olmuş.

Maalesef son zamanlarda sapıklığın haddi hesabı yok ve bundan en çok payını alanlar çocuklar. Bu yüzden her birimizin çocuklarımızı bilinçlendirmemiz, bazı değerleri aşılamamız ve kırmızı çizgilerinin olduğunu, herkesin kırmızı çizgilerinin bulunduğunu, hem başkalarının kendi kırmızı çizgilerinin içine girmesine izin vermemesi hem de başkalarının kırmızı çizgilerini geçmemesi gerektiğini anlatmalıyız. İşte SamarMahfouzBarraj tarafından kaleme alınan bu kitap, bunu en güzel şekilde anlatabilmemize yardımcı oluyor.